Çalışan İşverenden Ne Bekliyor?
Artık "Tam Bir Yol Arkadaşlığı" Bekleniyor!
Günümüz iş dünyasında, çalışanların şirketlerinden beklentileri radikal bir değişim geçirdi. Artık sadece iyi bir maaş ve kariyer fırsatları yetmiyor; çalışanlar, işverenlerinden tam anlamıyla "yol arkadaşlığı" bekliyor. Bu yol arkadaşlığı, sadece iş saatleriyle sınırlı değil, çalışanlarının yaşamının bütününe odaklanan, kişiye özel çözümlerle onların ve hatta yakınlarının fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam iyilik halini yakalamaları için destek olan bir anlayışı ifade ediyor.
Çalışma Odaklı Yaklaşımdan Yaşam Odaklı Yaklaşıma Geçiş
İş ve özel hayat ayrımı kavramı, özellikle son on yılda yaşanan gelişmelerle birlikte neredeyse ortadan kalktı. Pandemi dönemi ve evden çalışma pratiği bu süreci hızlandırdı. Akıllı telefonlar ve taşınabilir bilgisayarların yaygınlaşması zaten bu zemini hazırlamıştı. Bu gelişmeler, şirketleri de yeni arayışlara itti ve sonuç olarak, insan odaklı yaklaşımın yerini yaşam odaklı yaklaşım aldı. Çünkü gerek ev gerekse de iş yaşamı, bir bütünün parçalarıdır ve o bütün de yaşamın kendisidir. Çalışanın fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam iyilik halini yakalaması, bu bütünsel yaşamın temelini oluşturuyor.
Bu değişimin bir sonucu olarak, şirketler, değişen çalışan beklentilerini doğru okuyarak onlara uygun yaşam deneyimi geliştirme konusunda yoğun çalışmalara başladılar. Yapılan çalışmalar, etkili bir çalışan yaşam deneyiminin, kuruma bağlılığı ve genel performansı büyük ölçüde etkilediğini gösteriyor. Araştırma verilerine göre, bu yönde çalışan şirketlerde performansın %25 oranında yükseldiği ve harcanan her 1 dolar karşılığında, verimliliğin artmasıyla birlikte 4 dolar geri dönüş sağlandığı belirtiliyor.
Şirketlerin 2024 Önceliği: "Kurumsal Esenlik"
Yaşam odaklı yaklaşımın başarısı, insan kaynakları stratejilerinin etkili bir şekilde kurgulanması ve uygulanmasına bağlı. Amerikan İnsan Kaynakları Enstitüsü (AIHR) tarafından yayımlanan son araştırma, 2023'te şirketlerin birinci önceliğinin kurumsal esenlik olduğunu ve bu trendin 2024'te de devam edeceğini gösteriyor.
Günümüzde artık çok iyi biliyoruz ki, çalışanlarının esenliği yüksek olan şirketlerin verimlilik, performans ve hatta karlılık katsayıları da yükseliyor. 1947 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlık kavramını tanımlarken "sadece hasta olmamak değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda tam iyilik hali" olarak tanımlamıştı. Bugün iş yaşamında da şirketlerin bu tanım doğrultusunda, çalışanlarının esenliği için pek çok uygulamayı hayata geçirdiğini görmek sevindirici.
Son dönemde birçok şirket, çalışanlarının bütünsel sağlığı için önemli adımlar atıyor. Bu adımlar arasında, fiziksel aktivitelerini artırarak zinde kalmalarını sağlama, sağlıklı beslenerek ideal kilolarına ulaşmalarını destekleme, verimli bir uyku düzenine sahip olmalarını sağlama, zihin sağlıklarını iyileştirme ve güçlendirme gibi çözümler yer alıyor.
Çalışanların işverenlerinden beklediği artık çok daha fazlası. İşverenler, sadece bir işyeri değil, aynı zamanda çalışanlarının yaşam yolculuğunda birer destekçi, birer yol arkadaşı olmalıdır. Kurumsal esenliğe yapılan stratejik yatırımlar, hem bireysel mutluluğu hem de kurumsal başarıyı aynı anda yükselten, çağımızın en önemli gerekliliklerinden biridir.


